top of page

88 bin yaşındaki parmak kemiği insanlığın göç tarihi yeniden yazacak.


Suudi Arabistan’da binlerce yıl önce buharlaşan gölün kıyılarında ortaya çıkarılan buluntular, modern insanın Afrika’yı 60 bin yıl önce terk ettiği yönündeki fikirleri alt üst ediyor. @uzakevrenler

Kuzeydoğu Suudi Arabistan’daki el vusta alanında bulunan insan parmak kemiği fosilleri. Fotoğraf : Ian Cartwright

85 bin yıl önce Arap yarımadası bugün bildiğimiz uçsuz bucaksız kumlarla kaplı halinden çok daha farklı görünüyordu.

Bölge, her yağmur mevsiminde yeşeren sulak bozkırlarla kaplıydı ve yüzlerce göle sahipti. Araştırmacılar yaptıkları saha çalışmalarında o zamanlar bu bölgede sulak veya yarı sulak alanlarda yaşayan şu anda sadece Afrika kıtasında yaşayan su aygırı gibi memelilerin kalıntılarını buldular. Daha da ilginci göllerin kıyılarında bir zamanlar burada insanların yaşadığını gösteren taş aletler ortaya çıkardılar. Yine de her hangi bir fosil bulgusu ortaya çıkaramamışlardı. Ta ki bugüne kadar!

2016 yılında el vusta denilen antik göllerle kaplı bir bölgede tek bir insan parmak kemiği buldular. Yeni yayınlanan bir makaleye göre yapılan laboratuvar çalışmaları kemiğin 88.000 yaşında olduğunu ortaya çıkardı. Araştırma Doğa, Ekoloji ve Evrim dergisinde yayınlandı.

El Vusta’da bulunan beyaz tortu katmanı burasının bir zamanlar taze su gölü olduğunu gösteriyor. Fotoğraf: Klint Janulis

Suudi Arabistan’ın çoktan unutulmuş yeşil geçmişine ilişkin kalıntıları bulmak isteyen arkeologlar ilk olarak uydu görüntülerini inceleyerek, eski taze su göllerine ait izler aradılar.

“Arab yarımadasında 10.000 eski göl bulduk. Bugüne kadar 200’ünü ziyaret ettik ve % 80’inde insanların bir zamanlar burada yaşadığını gösteren arkeolojik delillere rastladık” diyor Max Plank Enstitüsü’nden proje lideri ve en son yayınlanan makalenin yazarı Michael Petraglia.

"Bölgedeki göllerin pek çoğu mevsimlik olmalıydı" diyen Petraglia “Kuru mevsimlerde küçülen, muson yağışları ile tekrar dolan göller olmalıydı”diye de ekliyor. El vusta ise muhtemelen bütün yıl kalan bir taze su gölü olmalıydı. Araştırmanın diğer yazarlarından olan Huw Groucutt’a göre arkeologlar gölün kıyısında yüzlerce taş araç kalıntısı da buldular.

Daha Erken mi Ayrıldılar?

Arkeologlar ve paleontologlar insanoğlunun Afrika’yı ilk kez ne zaman terk ettiğini uzun bir süredir tartışıyorlar. Çoğu insanların 60.000 yıldan daha eski bir tarihte Afrika’yı kuzeye veya doğuya doğru kitlesel olarak terk ettiklerine dair güvenilir bir kanıt olmadığını söylüyor.

Petraglia 2007 yılında insanların 74.000 yıl önce Hindistan kadar uzağa gitmiş olduklarını söyleyerek tartışma yaratmıştı.

“10 yıldır bu iddiamla ilgili tartışmalarla kuşatıldım” diyor.

“Biz Homo sapienlerin Güney Asya’ya bu tarihten daha önce varmış olduklarını taş ait buluntularına bakarak zaten söylüyorduk. Ancak bu iddiamızı destekleyen fosiller bulamamıştık.” diye ekliyor.

2014 yılında gözünü Arap yarımadasına dikmiş. Bir zamanlar avcı-toplayıcı toplulukları destekleyebilecek kadar yeşil otlaklarla kaplı olan bu bölgenin, insanların Afrika’dan çıkışındaki ilk doğal geçiş noktası olacağını öne sürdü.

Fas’ta 2017 yılında bulunan fosiller insanoğlunun Batı Afrika’daki varlığını 300.000 yıl gibi inanılmaz bir tarihe kadar geri götürdü. Yine de bugüne kadar Afrika kıtası dışında 60.000 yıldan daha eski bir fosil bulunamamıştı. Sonra, bu yılın Ocak ayında, İsrail’de 180.000 yıllık bir insan çene kemiği bulundu.

Petragli ve Groucutt Suudi Arabistan’da bulunan parmak kemiğinin önceden tahmin ettiğimizden çok daha karmaşık ve coğrafi olarak çeşitli bir göç geçmişimiz olduğunu söylüyor.

“Arabistan’da yüzlerce alanı ziyaret ettik ve hemen hemen hepsinde taş alet kalıntıları bulduk” diyor Groucutt. “Taş alet kalıntılarına basmadan aracınızdan inmeniz mümkün değil. Buna rağmen asıl zorluk insan kalıntıları bulmaktı”.

Araştırma ekibi parmak kemiğinin yaşı dışında çok az şey biliyor. Bir kadına mı yoksa bir erkeğe mi ait olduğu, sahibinin yaşı gibi konular daha fazla kanıt toplanmadan ortaya çıkarılamıyor.

“Bu parmak kemiğinin modern insandan mı, yoksa başka bir türden mi geldiği konusunda bir tek kemikle bir çıkarım yapmamızın mümkün olmadığını düşünüyorum” diyor araştırma dışından görüş bildiren Wisconsin-Madison Üniversitesi’nden John Hawks. “Bu sebeple bu bulgunun insanların dağılımı ile ilgili bir kayıt olup olmadığını söylemek için çok erken.”

“Kesin olarak gösterdiği bir şey varsa Arap Yarımadası’nı daha fazla keşfetmeliyiz. Zira çok daha fazla şey ortaya çıkaracak.” diye de ekliyor.

Yeni Keşifler Yolda

Petraglia, Kırallığın sınırlarını yabancı araştırma ekiplerine daha yeni açan Suudi Arabistan’ın daha fazla bilimsel keşif için çok büyük bir potansiyele sahip olduğu konusunda hem fikir.

“Buraya geldiğimiz her çalışma sezonunda mutlaka yeni keşifler yapıyoruz. Antik göller üzerinde çalışmalar yürütmek için çok büyük planlarımız var ve çalışmalarımıza mağaraları da dahil edeceğiz. Altın madeni bulmuş gibiyiz.” diyerek heyecanını gizlemiyor.

 

Yazan : Sarah Gibbens

Tercüme: Melih R. Çalıkoğlu

İlk Yayın Tarihi: 9 Nisan 2018

 

66 görüntüleme
bottom of page