Bundan onbinlerce yıl önce Neandertallerin yaşadığı bir mağarada bulunun deniz kabukları, bizden farklı ve soyu tükenmiş akıllı bir başka insan türü olan Neandertallerin 4 metre derine kadar dalabildiğini gösterdi. @uzakevrenler #popülerbilim #yamyamlık #tarih #neandertaller
Deniz kıyısında yaşayan Neandertallerin sahilden deniz kabukları topladığı biliniyordu. Yeni bir çalışmaya göre, bundan daha fazlasını yapabiliyorlarmış. Bulgulara göre Neandertaller keskin aletler yapmak için canlı deniz kabuklularını toplamak üzere deniz altına dalıyorlardı.
“Çalışmalarımız, Neandertallerin sahip oldukları beceriler hakkındaki anlayışımızı genişletti” diyor, Paris Nanterre Üniversitesi arkeologlarından ve çalışmanın yazarlarından birisi olan Sylvian Soriano. “Artık şunu da biliyor ki sığ sulara dalmak da bu beceriler arasında yer alıyordu” diye ekliyor. Çalışmaları journal PLOS One’da 15 Ocak 2020 tarihinde yayınlandı.
Bu sonuca, İtalya’da bir mağarada topladıkları deniz kabuklarından imal edilmiş 170 el yapımı aleti inceleyerek varmışlar. Bu bulgular Neandertallerin yaşamlarını idame ettirmek için çevrelerindeki su kaynaklarından nasıl yararlandıkları ve bunlardan nasıl aletler üretmeyi başardıklarını gösteriyor. Daha önceki çalışmalarda Neandertallerin sivriltilmiş taş uçlu mızraklarla geyik avladıkları ve ateşi kullanarak aletlerini yapıştırmak için nasıl katran ürettiklerini bize zaten göstermişti.
Deniz kabuklarından yapılma aletlerin bulunduğu Grotta dei Moscerini mağarası İtalya’nın batı kıyısında, kireç taşından tepelerin üstünde bulunuyor. Mağara 1930’larda keşfedilmişti. Mağarada 1949 yılında arkeologlar tarafından yapılan bir kazıda onlarca deniz kabuğu ortaya çıkarmıştı. Bir zamanlar bu mağarada yaşam süren Neandertaller, bu deniz kabuklarını keskinleştirip, şekil vererek ince ve küçük kesme aletleri yapmıştı. Kullandıkları yöntem taşları yontarak alet üretme tekniklerini andırıyordu. Grotta dei Moscerini mağarasında bulunan en eski deniz kabuğundan alet 100.000 yıl öncesine kadar gidiyor.
Kolorado Üniversitesi Doğal Tarih Müzesi arkeologlarından ve çalışmanın baş yazarı olan Paola Villa, müze koleksiyonlarını tarayarak bu mağaradan çıkarılan parçaları incelemiş. Şansa bakın ki bu örnekler arasından 170 tanesi günümüzde hala bölgede varlığını sürdüren bir tür olan Callista Chione kabuklarından imal edilmiş.
Paola, örnekleri deniz kabukları konusunda uzman olan Roma Tre Üniversitesindeki Carlo Smriglio’ya götürmüş ve mikroskop altında incelemesini istemiş. Dr. Smriglio ölü deniz canlılarının kabuklarından yapılmış olanlar ile canlı olarak toplanan deniz canlılarının kabuklarından yapılmış olan aletler arasında ayrım yapmayı mümkün kılan farklılıklar bulmuş. Canlı deniz kabukları yalnızca suyun altından toplanabiliyor.
“Suyun altında hala canlı olan deniz kabuklularının kabukları parlak” diyor Dr. Villa. “Bunun aksine fırtına veya akıntılar yüzünden sahile sürüklenen ve kumun içinde ve güneşin altında bekleyen kabukların dış katmanları ise opak ve parlak olmuyor” diye de belirtiyor.
Bir başka fark ise sahile vurarak uzun süre dış etkenlere maruz kalan ve bundan sonra mağaraya getirilmiş olan kabuklarda daha fazla aşınma ve yıpranma varken, denizin altından toplananlar çok daha pürüzsüz yüzeylere sahipler. Araştırmacıların analizlerine göre toplanan deniz kabuklarının neredeyse dörtte biri sahilden değil, suyun altından toplanmış olmalı.
Dr. Villa’ya göre, Neandertaller, bu midyelerin kendilerini deniz zemininde kumun altına gömdüklerini ve bu yumuşakçaların kumun üstüne doğru çıkarttıkları hortumlardan fark edilebildiklerini biliyor olmalıydılar. Neandertaller bu yumuşakçaları toplamak için 2 ile 5 metre arasındaki derinliklere dalmış olmalılar.
“Temel olarak yapmaları gereken, suyun üstünde yüzerken nefeslerini tutup, başlarını suyun içinde tutarak bu yumuşakçaları dalıp, kumun neresinden çıkarmaktı” diyor Dr. Villa.
Bu bulgular, daha önce yapılan ve Neandertallerin suyun içinde yürüyüp, yüzdüklerini gösteren ve yüzücülerde sık rastlanan dış kulak iltihabına yakalandıklarını gösteren delillerle örtüşüyor.
Araştımacılar, mağarada sünger taşı örnekleri toplandıklarını da bildirdiler.
“Daha önceki araştırmacılarda Neandertallerin sünger topladıklarını gösteren bir bulguya rastlanmamıştı” diyor Dr. Villa. Araştırmacılar Neandertallerin süngeri ne için kullandıklarını bilmiyor ama bizim yaptığımız gibi ayaklarımızdaki ve vücudumuzdaki ölü deriyi kazımak için kullanıyor olma ihtimalleri var.
Madrid Otonomi Üniversitesi arkeologlarından olan ve bu çalışmada rol almayan Fransesca Romagnoli, araştırmayı övüyor.
“Bu araştırma, bu insan türüne ait olan karmaşık davranış kalıpları ile çevrelerine uyum sağlama ve kaynakları en iyi şekilde değerlendirme becerileri hakkında daha da fazla delil elde etmemizi sağladı.
Dr. Villa’ya göre kendi çalışmaları ve benzer çalışmalar bu çok eski akrabalarımız hakkında modern insanlar olarak oluşturduğumuz imajı tekrar şekillendirmemize yardım ediyor.
“Artık “Neandertal” kelimesini ahmak ve geri zekalı anlamlarında kullanamam bir son verin” diyen Dr. Villa sözünü şöyle bitiriyor:
“Çünkü artık bunun doğru olmadığını biliyoruz"
Yazan : Nicholas St. Fleur
Tercüme: Melih R. Çalıkoğlu
Kaynak : NYTIMES.COM
İlk Yayın Tarihi: 15 Ocak 2020
Comments