top of page

Devrime hazır olun. Elektrikli arabalar geliyor! Bölüm 1: Yeni Jaguar i-Pace


Önde gelen ve üst seviye otomobil üreticileri elektrikleniyor. Jaguar, Porsche, Volkswagen 2-3 yıl içinde piyasaya elektrikli otomobil modellerini sürmeye hazırlanıyor. @uzakevrenler @porsche @jaguar @ #teknoloji #otomobil #elektrikli #MissionE #iPace

Sektörde kime sorarsanız sorun, size EA'ların (Elektrikli Araç) tasarımcılar, mühendisler ve hatta pazarlamacılar için fosil yakıt tüketen araçlara göre çok daha fazla özgürlük sağladığını söyleyecekler.

Jaguar'ın yeni EA (Elektrikli Araç) modeli i-Pace piyasaya çıkmak üzere Kaynak: Jaguar

Değişim her zaman zorlu olur. Ama bazen özellikle çok ama çok yavaş gerçekleşir. Bugüne kadar özellikle otomobil sektörü için değişime direniş en temel kural gibi gözüküyordu. 1900’lerin başında seri üretimden çıkan ilk otomobillerde ağır ve kocaman içten yanmalı motorlar en öne, motor dişlileri arkaya ve yolcular da ortaya konulduğundan beri, otomobillerin temel şekli 100 yılı aşkın bir süredir çok az değişikliğe uğradı. Tabii ki şurada veya burada bazı farklı modellerin üretildiğini gördük. Örneğin arkadan motorlu araçlar, motor dişlileri önde olan araçlar ve hatta garipseyeceğiniz motoru ortada olan araçlar olmadı değil. Ama genel tasarım konsepti çok az farklılaştı. Bugünlerde durum 100 yıldır hiç olmadığı kadar farklı. Geleceğin elektrikli arabaları üzerinde çalışmaları istenen mühendisler ve tasarımcılar artık pek çok olasılığın olduğu farklı bir gerçeklikte yaşıyorlar.

Bu arada pek bilen bulunmasa da elektrikli otomobillerin yeni olmadığını ve 100 yıllık otomobil tarihinde pek çok elektrikli otomobil modeli üretildiğini de hatırlatalım. Örneğin daha 1912 yılında 20’den fazla firma elektrikli araba üretimi yapıyordu ve ABD yollarında 30.000’den fazla elektrikli otomobil dolaşıyordu. Ta ki içten yanmalı motorların ve petrolün hükümranlığına kadar. Günümüze geri dönersek hepimiz petrolden elektriğe geçişi getirecek büyük değişimin kapısında olduğumuzu hissediyoruz. Beğenilen, makul fiyatlı ve pratik modern elektrikli arabalara hazırlanıyoruz. Tam da bu dönemde bu değişimin genel bir resmini çekmenin hepimiz için faydalı olacağına inanıyoruz.

Temel sorumuz şu: Elektrik tasarım, mühendislik ve tüketici algısı bakımından neyi ifade ediyor?

Wayne Burgess şu anda Jaguar firmasının tasarımdan sorumlu bölümünün üst yönetiminde ikinci sırada ve tecrübeli bir tasarımcı. Tıpkı Porsche firmasında GT araçları geliştirme bölümünün başındaki Andreas Preuninger gibi uzun bir süredir dört tekerlekliler üzerinde çalışıyorlar.

Elektrikli araç devriminin hepimizin çok sevdiği otomobil denilen teknolojik harikayı nasıl yenileyeceği ve özgün neler katabileceği konusunda fikri olan birileri varsa mutlaka bu ikisi olmalı. Her ikisiyle de kısa bir süre önce yaptığımız görüşmelerden anlamış bulunuyoruz ki elektrikli araçlar otomobillerin hem tasarımcılarına hem de sürücülerine petrol-kafaların (tersi de galiba pil-kafa oluyor?) ilk bakışta anlayamayacağı kadar etki edecek?

Jaguar tasarımcıları için yeni ortaklar ve yeni sorunlar

"Her şeyden önce şunu söylemeliyim ki” diye başlıyor Jaguar’dan Burgess. “(elektrik için tasarım yapmak) gerçekten özgürleştirici bir güç olacak. Baş tasarımcımız Ian Callum’un da hep tasarımda özgürlük kavramının sürekli altını çizmeye çalışır. Motor ve şanzıman ortadan kalkınca artık yolcu kabinini gerçekten ön plana alabiliyoruz. Kabini daha öne kaydırabiliyor ya da uzatabiliyoruz. EA’lar (Elektrikli Araçlar) söz konusu olduğunda , minivanlar ve çok amaçlı araçlara (MPV) olduğu benzer biçimde piyasada daha fazla iki bölmeli (motor ve yolcu) göreceğimizi düşünüyorum. Böylece iç kısım çok daha fazla öne çıkacak.” diyor.

Bugünün sürücüleri ve geleceğin sürücüleri için şimdiden söylemiş olalım, Burgess’a göre EA’larda şanzımanın tünelinin yokluğu veya inanılmaz derecede küçültülmüş olması çok daha fazla depolama alanı ve diz mesafesi kazandıracak. “Bu değişiklik şimdiden gözle görülür bir biçimde hissediliyor: örneğin i-Pace, yani ilk elektrikli aracımız, bir Porsche Macan’ın dış büyüklüğüne sahipken, aracın iç kısmı uzun dingil aralıklı Jaguar XW Sedan modelimiz, yani en uzun aracımız kadar uzun olacak” diyen Burgess ekliyor “tasarım estetiği bugüne kadar Jaguar’da yaptığımız her şeyden farklı olacak. Bunu piyasaya çıkmaya hazır durumdaki i-Pace modelimizde de görebiliyoruz. Ama bu değişim sadece biz Jaguar için değil, piyasadaki tüm araç üreticileri için geçerli olacak.”.

Konuyu tasarımcılar açısından ele alırsak, EA’ların iş süreçlerini belirgin bir şekilde değiştirdiğini düşünüyor. “Bugüne kadar aerodinamik ekibiyle bu kadar iç içe çalıştığımızı hatırlamıyorum” diyor. “Yolcu kabininin mimari öncelik haline geldiği i-Pace gibi özgün bir tasarım üzerinde çalışırken, hava direncini bugüne kadar hiç olmadığı kadar azaltacak çok ince detaylara kadar girebildik. Hatta tasarım ekibimiz aerodinamik ekibine daha fazla öneri sundu. Üstüne üstük çalışıp çalışmayacaklarını bilmiyor olmamıza rağmen. Bunun en önemli örneği i-Pace’in radyatör ızgarası oldu.” diye de ekliyor.

i-Pace geleneksel motorlarınkine benzer bir su soğutma sistemine sahip olmayacak. Buna rağmen Jaguar ön taraftaki ızgarayı korumak istedi. Burgess “Bu markamızın tanımlayıcı görsel zorunluluğu haline geldi,” diyerek bu durumu kabul ediyor. Ama bu durumda işlevsellik de var. Çözümümüz ızgarayı bir tasarım unsuru olduğu kadar gerekli bir araç haline de getiriyor.

“Bir tasarım ayağına başlamadan önce dikkate almamız gereken bazı gelenekler var” diyor Burgess. “Bir tasarımcı olarak, sınırları zorlamak isterim, ama tabii ki bunu yaparken diğer kişileri de dışlamak istemem… [ızgara problemi], tasarım ekibimizin markamızın belirgin tasarımını tanınırlık ve marka amacıyla korumak için tasarım ekibimizden aerodinamik ekibine bir çözüm önerisi olarak sunuldu. Tabii ki aerodinamik bağlamında yeni bir sorun ortaya çıktı: Hava sürtünmesini en aza indirmeye çalışırken bir yandan da Jaguar markasının tanınırlığını ızgara aracılığı ile nasıl korurduk? Çözüm ö ızgaradan içeri çekilen havayı ön kaputun altındaki hava atıcıya yönlendirip, ön camlara doğru hızlandırarak atan bir sistem oldu. Bu hem ızgaramızı koruma, hem de mükemmel hava direnci performansı elde etmemizi sağladı. Çözümümüz gayet iyi çalışıyor."

EA’ın ihtiyaç duyduğu bazı pratik değişikliklerin bir başka örneği, aracın kenarlarını daha derli toplu, genel tomografisini bozacak girinti ve çıkıntılardan arındırma konusunda yaşandı. Zira bu tür uygulamalar çamurluk ve kapılar üzerinden akan hava akışını olumsuz etkiliyor. “Kenarlar o kadar düz oldu ki, yanal yükseltmeleri eğik tutarak farklı bir estetik oluşturduk.” diyor Burgess.

Tıpkı Jaguar’ın marka imzası olan ızgarada olduğu gibi, Jaguar’ın 1950’lerdeki D-Type ve C-Type spor ve yarış arabalarına kadar giden ve modern Sedanlarda da devam eden geleneğin bir parçası olan arkada incelen kuyruk, EA’nın ihtiyaçları ile çakışıyordu. “Gelecekte bunu aerodinamik performansı kritik seviyede önemli olan EA’larda yapamayız” diye öne çıkıyor Burgess. “Hava araçtan arka tekerleğin merkezine yakın bir konumda araçtan ayrılmaya başlıyor ve hemen türbülansa, dolayısıyla çekişe sebep oluyor. Bu sebeple arkada arka lambalara kadar uzanan keskin karmaşık çizgiler oluşturduk. Böylece olabilecek en düşük hava direncini elde ederken, bir kaç yıl önce ürettiğimiz C-X75 gösteri arabasının estetik görünümünü ve aerodinamik ihtiyaçlarını da yakalamış olduk."

Sonuç olarak Burgess değişimin kaçınılmaz olduğunun farkında, ama köklü değişimlerin de zaman alacağını düşünüyor. Sektörde geçen bunca yılın ve şahit olduğu pratik ve pratik olmayan çalışmanın ardından, Burgess’den EA’nın geleceği hakkında samimi düşüncelerini açık açık paylaşmasını istedik.” Elektrikli bir Formula E arabasının cızırtısının kendine has bir çekiciliği var. Gövdesi bir uçağı andıran veya tekerlekleri açıkta elektrikli süper arabaların yollarda gezdiğini hayal edebiliyorum. Olsaydı kesinlikle sürmek isterdim.” diye sözlerini bitiriyor.

 

Yazar : Jim Resnick

Tercüme : Melih R. Çalıkoğlu

Yayın Tarihi : 2 Haziran 2018

 

11 görüntüleme
bottom of page